İ
nsülin hormonu; pankreas organından salgılanan insülin hormonu kişinin kan şekerini dengeler. Pankreastan salgılanan insülin hormonu şekerin kanda artması ile hızla salgılanmaya başlar. Bu duruma ilk faz insülin salgısı adı verilir. Sonrasında ikinci faz salgısı adı verilen insülin hormonu salgılanmaktadır. Kişiler günlük olarak yedikleri gıdalarla vücut için gerekli enerjiyi sağlarlar.
Besin alımıyla mideye inen gıdalar sindirilirler ve oradan da bağırsaklarda şekere dönüşürler daha sonra kan yolu ile vücuttaki organlara dağılır. Vücudun enerji kaynağı olan kandaki glikoz insülin hormonu sayesinde bütün organlara ve hücrelere dağılır. Pankreastan insülin hormonu salgılanmadığında kandaki glikoz artar ve böylece kişide şeker hastalığı gelişir. Kanda artan insülin hormonu glikozu dokulara kan yoluyla iletir. Bu aşamanın sonrasında insülin hormonunu görevini yapamaz bu duruma insülin direnci denir. Görevini yapamayan insülin hormonu pankreas bezinin yorulmasına sebep olur ve şeker hastalığı bu sebeple ortaya çıkar. Şeker hastalığı öncesi hipoglisemi ortaya çıkar. Daha sonra ise gizli şeker, en son olarak da bilindik insülin kullanımı gerektiren şeker hastalığı gelişir.
İnsülin hormonu; kişinin kanındaki glikoz kaslar ve karaciğerde birikir. Kişide insülin direnci var ise beslenme sonrasında kanda artan glikoz miktarı kas dokularına ve karaciğere ulaşamadığı için kandaki glikoz yükselir. Açlık kan şekeri sağlıklı bireylerde 90 mg/dl olmalıdır.
Tokluk kan şekeri ise yemek yenilmesinden 2 saat sonra ölçülür. Tokluk kan şekeri 140 mg/dl olmalıdır. Gebelik döneminde açlık kan şekeri değerinin 90mg/dl'den fazla olması ise akla gizli şeker olasılığını getirmelidir.
